TÜİK, sanayi üretimi indekslerini açıkladı. Şubat ayında toplam sanayi indeksi 139.2 olmuş. Buna göre aylık sanayi indeksi artışı yüzde 7.5, aylık imalat sanayi indeksi artışı da yüzde 6.6 olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Böylece sanayi üretimi yüzde 7.7 olan ortalama piyasa beklentisine yakın olarak gerçekleşmiş bulunuyor. Sanayi kesimi, inşaat kesimi de dahil edilerek hesaplandığında GSYH'nın yüzde 33'üne yakın bir bölümünü oluşturuyor. Tarım kesiminin payı yüzde 8.6, hizmetler kesiminin payı ise yüzde 50 dolayında. Geriye kalan yüzde 8.5 oranındaki pay da vergiler ve sübvansiyonlardan oluşuyor. Bu kesimler içinde büyümesi en kolay tahmin edilebilecek olanı sanayi kesimi. Bunun en temel nedeni sanayi üretim indeks oranlarının, kapasite kullanım oranının ve imalat sanayisindeki eğilimlerin aylık olarak açıklanması. Tarım kesimi ve hizmetler kesimi için elimizde bu kadar düzenli ve sık aralıklı istatistikler yok. Gerçi özellikle mali kesimle ilgili birçok veri düzenli olarak açıklanıyor ama bunlar sanayi verileri kadar doğrudan tahmin amacına hizmet eden veriler değil. Bu durumda büyüme tahmini yaparken GSYH'nın üçte birini temsil eden sanayi kesiminin büyümesini çok daha güvenilir bir aralık içinde tahmin etmek, buna ek olarak da hizmetler kesimi ve tarım kesimi için daha geniş bir aralık içinde değerlendirmeler yapmak söz konusu. Öte yandan GSYH'nın üçte birini oluşturan sanayi kesiminin büyümesi, öteki kesimlerde tersine önemli olaylar ortaya çıkmadıkça (kuraklık gibi ya da kredi krizi gibi) o kesimleri de dolaylı olarak etkilediği için ekonomik büyümeyi önemli oranda tek başına açıklayacak kadar etkili olabiliyor.
Ekonomik büyümeyle ilgili tahminlerde sanayi üretimi çok önemli bir yer tutmasına karşılık ilk açıklanan indeks değişimleri aradan zaman geçtikten sonra TÜİK tarafından revize ediliyor. Bunda şaşılacak ya da yadırganacak bir şey yok. Çünkü bunlar ham verilere dayalı tahminleri içeriyor bütün tahminler gibi gerçekleşme rakamları değiştikçe revize edilmesi gündeme geliyor. Buna karşılık TÜİK bu defa yeni GSYH serisinin de etkisiyle revizyonu oldukça geriye götürerek son iki yılın sanayi indeksi değişim oranlarını değiştirdi. Bu durumda da iktisatçıların yaptığı büyüme tahminlerinin niçin tutmadığı ortaya çıkmış oldu.
TÜİK'in açıkladığı oranlara göre Ocak ayında (geçen yılın Ocak ayına göre) yüzde 11.4 artmış bulunan sanayi üretimi Şubat ayında da yüzde 7.5 artmış bulunuyor. Bu iki ayın ortalaması yüzde 9.5 gibi çok yüksek bir artışa işaret ediyor. Yani sanayi üretiminde sanıldığı gibi bir yavaşlama söz konusu değil. Şimdilik denilecek bir tek şey var: Sanayi, büyüme düşecek diyen herkesin aksine, inadına büyüyor. Bunun taleple ne kadar uyumlu olduğunu, yani üretimin satışa mı stoka mı gittiğini biraz daha ileride göreceğiz.
Bu hafta içinde açıklanan ikinci önemli veri Hazine nakit dengesiydi. Hazine nakit dengesi bütçe dengesinden önce açıklandığı için artık yorumcular tarafından bütçeye göre daha çok izlenen bir veri seti haline geldi. Bütçe ile temeldeki farkı nakit olarak ödenmediği halde bütçeye gider yazılmış olan emanet hesapları ile nakit olarak ödendiği halde henüz gider olarak bütçeye yazılmamış olan avans ödemelerinden kaynaklanıyor. Aslına bakarsanız nakit dengesi bütçe dengesinden çok daha anlamlı, çünkü Hazine'nin ne kadar finansman bulması gerektiği nakit açığına göre hesaplanıyor. Ocak Mart aylarında Hazine, 4.7 milyar YTL'lik nakit açığına karşılık 8.1 milyar YTL'lik faiz dışı nakit fazlası verdi. Geçen yılın ocak mart döneminde nakit açığı 9.5 milyar YTL, faiz dışı nakit fazlası ise 6.3 milyar YTL olmuştu. Yani geçen yıldan bu yıla nakit açığı yarı yarıya azalırken faiz dışı nakit fazlası da üçte bir oranında artış göstermiş. Bu, henüz özelleştirme gelirlerinin de hesaba girmediği bir çeyrekte, sağlıklı bir gelişme. Kamu finansmanında uzun yıllar sonra sağlanan ve 2007 yılında elden kaçırılır gibi olan düzelmenin yeniden yakalanması son derecede olumlu.
|