unsal
  Ekonomi reçetelerinde çifte standart
 

Bu sıralarda kriz bağlamında çok konuşulan ama henüz yeterince yüksek sesle dillendirilmeyen iki nokta var.
Su yüzüne çıkan çifte standart görüntüsü bunlardan birisi. Öteki de, düşünce ikliminde ortaya çıkan dönüşüm emareleri. Bu ikisini yan yana getirin. İktisadi düşüncenin sürükleyicisi konumundaki ülkelerde gözlenen çifte standardın bu merkezlerde zaten bir düşünce dönüşünü de zorunlu kılacağını görürsünüz.
* * *
Krizle birlikte ortalığa dökülen çifte standardın Türkçede mükemmel bir karşılığı var. 'Ele verir talkını, kendi yutar salkımı' özdeyişi olan biteni çok iyi özetliyor.
İktisadi düşünce daha çok kapitalizmin merkezinde yer alan ülkelerde geliştiriliyor. Dünyaya da bu merkezlerden yayılıyor.Bu düşüncenin özü, piyasa düzenine yani kapitalizme bağlılık. Öz hiç değişmiyor. Ama, kapitalizmin merkezde sıkıntıya girdiği her dönemde, burada üretilen iktisadi düşünce kırılıyor, bükülüyor adeta kılık değiştiriyor. Düşünce kırılma ve bükülmeleri piyasa düzeninin iktisadi sorunları çözme becerisine ilişkin güvene bağlı olarak gelişiyor.
İşlerin iyi olduğu dönemlerde, piyasalara güven üst düzeye çıkıyor, adeta inanca dönüşüyor. Bu yönde analizler üretiliyor. Reçeteler yazılıyor. Herkesin bu reçetelere uyması isteniyor. Sözü mazur görürseniz, piyasa ibadeti adeta dayatılıyor. İşler sarpa sarıp, güven sarsılınca inanç da zedeleniyor tabii. Bu defa, piyasa düzeninin zaaflarını telafi edici müdahaleler ön plana çıkıyor. Analizler yenileniyor. Müdahaleci yeni reçeteler yazılıyor. Bu defa bu reçeteler pazarlanıyor. Uzun lafın kısası, merkezin her bunalımında kapitalizmin kendisini yeniden üretmesinin pratik çözümleri merkezde yeniden biçimlendiriliyor. İktisadi düşünce de piyasalara güvenle beslenen kökten piyasacılık ile piyasalara güvensizlik üze-rine inşa edilen kökten müdahalecilik arasında salınıyor.
* * *
Son salınımın doğum tarihi 1970'lerdir. Önceki otuz yıl mutlak müdahalecilik dönemidir. Petrol krizleri ve stagflasyon süreci bu dönemi sonlandırmıştır. Müdahaleciliğe olan imanın sarsılmasıyla birlikte, iktisadi düşünce yeniden piyasacılığa devinen bir düşünce iklimine savrulmuştur. O tarihten günümüze ulaşan süreçte piyasa düzenine güven üst boyutlara çıkmış, piyasacılık bir inanç sistemine dönüştürülmüş, müdahale sözcüğü en büyük günah düzeyine indirgenmiştir. Son kırk yılda merkezde üretilen yeni analizler mutlak piyasacıdır.
Tabii, yeni reçeteler de bütünüyle piyasacı karakterde yazılmış ve küre üzerine yayılmıştır.
Bu dönemde merkezin ciddi sayılabilecek bir krizi yoktur. Yani, merkezde piyasacı analiz ve reçeteleri değiştirmeye zorlayacak bir durum olmamıştır. Buna karşılık, aynı süreçte çevre ülkelerde irili ufaklı pek çok kriz yaşanmıştır. Dolayısıyla, yeni düşünce sistematiğinin uygulama alanı büyük ölçüde çevre ülkeleridir. Sistemin selameti açısından bu ülkelerin piyasacı reçeteleri uygulamaya bir miktar zorlandığı da bilinmektedir.
* * *
Merkezin ürettiği piyasacı reçetelerin içeriğinde bir kaç temel kalem var. Ekonominin dışarıya açılması, müdahalesiz ticarete ve sermaye hareketine imkân verilmesi bunlardan birisi. Devletin küçültülmesi ve her koşulda devlet müdahalesinden kaçınılması reçetenin bir başka kalemi. Finasal sistemin bütünüyle libere edilmesi de reçetede yeralıyor. Ekonominin bu yönde yeniden yapılanması, yani piyasacılığa 'yapısal uyum'da piyasacı reçetenin temel kalemlerinden birisi. Finansal fiyatların küresel ölçekte belirlenmesi ise tüm bunların doğal sonucu olarak ortaya çıkıyor. Kırk yıldır çevre ülkelere satılan piyasacı reçete işte böyle bir şey. İpin koptuğu nokta da tam burası. Çevreye bu tür 'talkın' veren merkez, kendisi krize girince, 'salkımı' yemekte hiç bir sakınca görmüyor. Kimse bırakalım piyasalar bu sorunu çözsün demiyor. Devlet bütün gücüyle ve politika aletleriyle sürece ağır dozda müdahale ediyor. Bütün kamu imkânları cömerce kullanılıyor. Hatta iş tekil şirket kurtarma operasyonları-na kadar gidiyor. Benzer hastalıklara farklı reçeteler yazan doktora güveniniz kalır mı? Bundan daha aleni ve dobra bir çifte standart örneği olur mu? Pes doğrusu.

 
 
  Bugün 147 ziyaretçi (348 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol