Bugün hükümetin geçen hafta yayınlamış olduğu Orta Vadeli Mali Çerçeve adlı programa bakacağız. Bu paket, faiz dışı fazlanın azaltılması nedeni ile eleştirildi. Halbuki faiz dışı fazla borç azaltmak için teknik bir yaklaşım idi. Geçmişte faiz dışı fazlanın büyüklüğünden şikayet edenlerin bugün borç yükünün önemli ölçüde azaldığı ortamda, faiz dışı fazlanın daha düşük tutulmasından şikayet etmeleri de komik ötesi.
Halbuki eğer illa şikayet edecekseniz makro hedefler açıklanmadan, mali çerçeve açıklanmış olmasını eleştirmek mantıklı olurdu.
Tabii ki, bugünkü ortamda makro konularda büyüme, enflasyon ve cari denge hedefi vermek, tahmin yapmak zor. Hükümetin sıkıntısı bu noktada! Kim bugünkü iç siyaset ve dış ekonomi ortamında gelecek öngörüsü yapabilir ki?
Dikkat edilmesi gereken borç ve faiz yükü konuları aşağıda kısaca açıklanıyor. Borçluluk durumumuzun çok iyileştiği ortada!
2003-2006 ortalaması yüzde 5.0 olan faiz dışı fazla/GSYİH oranı (IMF tanımlı) 2007 yılında yüzde 3.5 düzeyinde idi, 2008 yılı için de yüzde 3.5 olarak planlıyor. Faiz dışı fazlanın düşürülmesine 2003-2007 arasında 30 milyar doları bulan özelleştirme gelirleri ve kamu kesimi borçlanma gereğinin GSYİH oranı olarak sıfıra düşmüş olması olanak sağlamakta. Borçluluk oranımız ise net kamu borç stoku/GSYİH oranı olarak 2002 yılındaki yüzde 61.5 düzeyinden 2007 yılında yüzde 29.1 düzeyine inmiş bulunuyor. Döviz cinsi kamu borçluluk oranı sadece yüzde 3.2 ve YTL cinsi borçluluk oranı ise 25.9. Bazı kişiler nominal rakamlara bakmayı seviyorlar. Net kamu borç stoğu 2002 yılındaki 215.7 milyar YTL düzeyinden 2004 yılında 274.5 milyar YTL düzeyine çıkmış. 2007 yılında ise 249.0 milyar YTL düzeyine inmiş. Brüt olarak bakılırsa da ABD tanımlı kamu borç stoğu/GSYİH oranı 2002 yılındaki 73.7 düzeyinden bugün yüzde 38.8 değerine düşmüş bulunuyor. Faiz harcamalarının/vergi gelirlerine oranı ise 2002 yılındaki yüzde 85.9 değerinden 2007 yılında yüzde 31.9 değerine inmiş.
Bu veriler Türkiye’nin borç konusunu kontrol altına aldığını ortaya koymakta. Bu durumda faiz dışı fazla değil de bütçe açığına odaklanılması, faiz dışı fazla oranının düşürülmesi de normal.
Açıklanan Orta Vadeli Mali Çerçeve, birincisi, milli gelir hesaplarında yapılan revizyonu göz önüne almakta. Çünkü gelir sayıları büyüdüğü için gelire oranlar küçülmekte. İkincisi, istihdam paketi, mahalli idareler reformu ve GAP yatırımları gibi yeni politika seçimlerinin gündeme gelmesini yansıtmakta.
2008 yılında faiz dışı fazla oranının yüzde 3.5, Merkezi Yönetim bütçe açığının ise yüzde 1.4 olarak gerçekleşmesi öngörülüyor. 2007 yılında GSYİH oranı olarak yüzde 38.8 olan AB tanımlı Kamu Borç Stoğu’nun 2012 yılında yüzde 30 düzeyine indirilmesi planlanıyor. Faiz dışı fazla hedefinin ise 2012 yılında GSYİH oranı olarak yüzde 2.4 düzeyine indirilmesi öngörülüyor. Merkezi Hükümet bütçe açığı ise 2008-2012 arasında hep yüzde 1.4 ila yüzde 1.7 arasında gerçekleşecek diye planlama yapılmış. Bütçe açığı hafifçe büyüyecek, çünkü özelleştirme gelirlerinin düşmesi öngörülüyor.
Ben bu programda makro büyüklüklerin tahminlerinin verilmemesinden başka bir sorun göremiyorum.
Özetle, önümüzdeki günlerde siyasetin kızışacak olması, mahalli seçim ile beraber bir genel seçimin gündeme gelebilecek olması ve gıda ve enerji fiyatlarının yaratacağı sosyal sorunlar, tabii ki borç ödeme rahatladıkça, bazı yeni sosyal politikalara geçmeyi gerektiriyor. OVMÇ de bunu yapmakta.
|