unsal
  Emtia fiyatları
 

Bugün son dönemin en ilginç ekonomik olaylarından birisini tartışmak istiyorum. Biliyorum, çoğunuz siyasetin ortalığı dağıttığı bir ortamda ekonomi konuşulmasını yadırgayacaksınız. Karşılıklı olarak akıl tutulması yaşanan bugünün siyasi ortamında serin kanlı ve nesnel sözün değerinin düştüğünü, atak ve ateşli öfkelerin prim yaptığını gözlüyorum. Benim gibi tipik bir 'öteki' olan için, bir süre için susup, ateşin düşmesini beklemenin daha doğru olacağını düşünüyorum. Akıl ve sukunet siyasete avdet edene kadar ben ekonomi yazmaya devam etmek niyetindeyim.
Değinmek istediğim konu son dönemde ilginç bir hareket deseni sergileyen emtia fiyatları. Emtia gruplamasını da geniş tutuyorum. Başta altın ve petrol olmak üzere gıda ürünleri, metaller ve mineralleri emtia adı altında topluyorum.
Emtia fiyatları hareketlerinde onu ilginç kılan pek çok özellik var. Örneğin bunlar dünya ekonomisindeki konjonktür ile birlikte hareket ediyorlar. Ulusal ekonomilerde enflasyon ve enflasyon beklentileri üzerinde etkili oluyor, dış dengelenme de önemli rol oynuyorlar. Fiyat hareketinin yönüne göre makroekonomik tartışmalarda da yer alıyorlar. Bunlar fiziki mal niteliğinde ürünler olmasına rağmen finansal piyasalarda da çoğu spekülatif karakterli işlemlere konu oluyorlar.
***
Emtia fiyatlarının bu özellikleri geçtiğimiz dönem de gözlendi. Emtia fiyatları dünya ekonomisindeki genişleme konjonktürüne paralel olarak yükseldi. Yükselen fiyatlar özellikle emtia ithalatının ulusal üretime oranının yüksek olduğu ekonomilerde enflasyon baskısı yarattı, enflasyon beklentilerini bozdu. Emtia fiyatlarındaki hızlı artış bu ürünleri ihraç eden ülkelerde dış ödeme fazlaları yaratırken, emtia ithalatcısı ülkelerde büyük açıklar üretti.
1970'lerde petrol şoku nedeniyle makro ekonomik tartışmaların baş köşesinde yer alan bu konu, 80 ve 90'larda emtia (petrol) fiyatlarının gerilemesiyle gündemdeki yerini kaybetmişti. Günümüzde ise emtia fiyatlarının, özellikle para politikası hedef ve/veya araçlarıyla bağlantısı açısından, yeniden makroekonomik analize döndüğünü görüyoruz. Örneğin, yükselen emtia fiyatlarının enflasyon hedeflemesi rejimini nafile bir çabaya dönüştürdüğü söyleniyor. Öte yandan, genişleme konjonktüründe izlenen gevşek para, düşük faiz politikalarının emtia talebini kışkırtarak, fiyat yükselmelerinde çok önemli rol oynadığını düşünenler var.
Nihayet, günümüzde emtianın finansal enstrüman niteliğinin hiç görülmemiş ölçüde öne çıktığına, özellikle vadeli işlem piyasalarında işlem hacminin önemli bir parçasına hükmettiğine tanık oluyoruz. Tüm bunlar, 'emtianın geri dönüşü' olarak niteleniyor.
***
Bu noktaya kadar sürpriz yok. Emtia fiyatları beklenen özelliklerine uygun davranıyorlar. Sürprizler dizisi mortgage krizi ve Ağustos 2007 türbulansı ile başlıyor. O tarihten itibaren genişleme konjonktürünün sonlandığı, dünya ekonomisinin yeni bir daralma konjonktürüne yöneldiği düşüncesi kabul görüyor. Bunun sonucu olarak, emtia fiyatlarındaki yükselmenin duracağı ve hatta gerileyeceği öngörüsü yapılıyor. Emtia fiyatları ile büyüme konjonktürü arasında çok kez test edilmiş bağlantıdan üretilen bir öngörü bu.
Öngörü gerçekleşmiyor. Tersine, başta altın ve petrol fiyatları olmak üzere, emtia fiyatları adeta çıldırıyor. Üstelik, bu hareket ABD reseyonunun neredeyse resmiyet kazandığı, dünya ekonomisine ilişkin büyüme projeksiyonlarının hızla aşağıya çekildiği mart ayında oluyor. Altın bin doları, petrol yüz doları vuruyor. Bu birinci sürpriz.
Sürprizlere de açıklama bulmak gerekiyor. Başlangıçta emtianın daha çok mal niteliğine dayalı bir açıklama geliyor. Ünlü ayrışma (decoupling) tezinin geçerli olduğu, ABD'den ayrışan yeni gelişen ekonomilerde büyümenin devam ettiği, bundan türeyen emtia talebinin fiyatları yükselttiği söyleniyor.
Veriler, gözlemler ve mantık bu açıklamayı yıpratınca, dikkatler emtianın ikinci niteliğine, bunların finansal enstrüman olarak kullanılma özelliğine dönüyor. Faiz,dolar, menkul ve gayrimenkul fiyatlarındaki çöküşün ardından, başta büyük fonlar olmak üzere, spekülatör-lerin yoğun biçimde emtia bazlı finansal işlemlere döndüğü, son aylardaki fiyat hareketlerinin bu işlemlerdeki yoğunluktan kaynaklandığı söyleniyor. İktisatçılar bu açıklamayla oyalanırken ikinci sürpriz geliyor. Piyasaların dibe vurduğu 17 Mart'ı takip eden günlerde, emtia fiyatlarının yine yükselmesi beklenirken, altın ve petrol öncülüğünde emtia fiyatları da düşmeye başlıyor. Üstelik düşüşün geçici değil, ısrarlı olabileceği anlaşılıyor. Şimdi, bu sürprize açıklama aranıyor.
Anlayacağınız, biz kendi aramızda kim kime ne kazık attı ile uğraşırken, dünya resesyonun yanısıra bir de emtia fiyatlarındaki sürprizlere kafa yoruyor. Ne fark ama!

 
 
  Bugün 141 ziyaretçi (333 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol