unsal
  ABD galiba toparlanıyor!
 

Dünyada petrol ve diğer enerji fiyatları (ve tabii emtia ve gıda fiyatları) geçmiş rekorları parça parça ederek arttı. Peki enerji fiyatlarındaki artış neden mesela ABD enflasyonunu 1980 civarında olduğu gibi iki dijit düzeylere çıkarmıyor? Bu sorunun cevabı ikili: Birincisi enerji artık daha etkin kullanılıyor. İkincisi ise, ekonomilerde hizmet sektörünün sanayi sektörüne oranla büyümesi ve daha büyük hale gelmesi, aynı enerji miktarı ile daha fazla GSYİH üretilmesine neden oluyor. ABD’de EIA adlı kurumun araştırmasına göre (birim olarak 1000 BTU alınırsa) doların değeri 2000 yılı baz alınarak hesaplanırsa (enflasyon düzeltmesi demek) 1970’li yıllarda bir dolarlık reel GSYİH üretmek için 17.44 BTU enerji gerekirken, bugün 8.78 BTU enerji gerekiyor. Yani bugün 1970 yılının nerede ise yarısı enerji ile aynı miktar reel üretim sağlanıyor, enerji fiyatının enflasyonist etkisi azalmış bulunuyor.

Tabii esas cevap verilmesi gereken kilit soru da, ABD’de beklenen müthiş resesyon nerede, neden bir türlü gelemiyor? Cevap ise: “Gelmeyebilir, çünkü galiba artık turning point geldi, yani düzeltme başladı”!

İlginç bir şekilde, ABD’de uzun dönem ortalaması yüzde 5.6 olan işsizlik oranı, büyük 1981-1982 resesyonunda yüzde 10 civarında iken bugün sadece yüzde 5 civarında. Son ilan edilen istihdam verisinde de yüzde 5.1 düzeyinden yüzde 5.0 düzeyine düştü (gerçek sayı 4.953 olarak ilan edildi, yani daha da küçük). 2008 yılının ilk çeyreğinde yüzde 0.6 olarak ilan edilen reel GSYİH büyüme oranı, yapılan son tahminlere göre, revizyon sonrasında yüzde 1.1 civarına çıkacak diye düşünülüyor.

ABD kişi başına geliri mart ayında yüzde 0.3 artış sergiledi. Kişisel tüketim de yüzde 0.4 arttı. Vergi sonrası gelir (disposable income) ise mart ayında yüzde 0.3 artarken, reel tüketimin (enflasyona göre düzeltilmiş) de mart ayında yüzde 0.1 arttığı ve evvelki yıla göre ise reel 2.1 artmış bulunduğu da tespit edildi.

ISM adlı kurum tarafından hesaplanan imalat sanayii sektörü genel endeksi nisan ayında 48.6 değerinde dururken, gene aynı kurum tarafından hesaplanan ISM hizmet sektörü genel endeksi mart ayındaki 49.6 değerinden 52.0 değerine zıpladı. Büyük iflas ve işten atma sorunu mali sektörün hizmet sektörünün alt kalemi olduğu unutulmamalı. Yani hizmet sektöründe sonunda müthiş toparlanma var.

Özetle, öyle görünüyor ki, galiba reel sektörde düşüş durdu ve tersine dönüş başlangıcı sinyalleri geliyor.

Wall Street Journal’in 6 Mayıs sayısında yazan, konut konusunda uzman bir fon yöneticisi C.M. Berteaux, Nisan 2008 tarihinin konut sektöründe tersine dönüşün başladığı tarih olduğunu sayısal verilerle ortaya koymaya çalışmış. Sonunda ve özetle şunu diyor: “Konut fiyatları 2005 yılında tarihsel zirveye çıkmıştı. Şimdi ise büyük çapta düştü. Yeni konut da fazla yapılmıyor. Bu nedenle satış da düşük olmasına rağmen kabaca 2008 yılı sonunda satılabilecek konut, talebin altında kalacak. Gerçi konut fiyatları bir daha 2005 seviyesine ancak 15 yıl içinde geri gelebilir ama, gene de konut talebi 2008 sonundan sonra artacak. Çünkü ev fiyatları alınabilir (affordable diyor) düzeye geldi”.

Önce korku veren sayıları aktaralım. Konut satışları Haziran 2005 tarihinde zirvede idi. O günden bu yana yüzde 63 düştü. Yeni konut inşaatı da yüzde 50 civarında azaldı, 1982 yılındaki düzeye indi. İnşaat sektörü 15 yıl geriye gitti ve payı GSYİH oranı olarak yüzde 3.84 düzeyine indi.

Ancak konut fiyatları da düştü. Fiyatların zirvede olduğu 2006 sonunda konut fiyatı gelirin ortalama kabaca yüzde 37 kadarı ödenerek alınabiliyordu. Ancak bugün konut fiyatları hızla düşmüş bulunuyor. Bugün ev alan ortalama kişi, gelirlerinin ortalama yüzde 19 kadarını vererek benzer bir konut alabilecek hale gelmiş bulunuyor.

Bina stokuna bakılırsa 2006 yılında yeni inşa edilmiş ev stoku 598 bin ile zirvede imiş, bu yıl mart sonunda ise 482 bin adede düşmüş. Bu da kabaca 11 aylık talebe eşdeğer bir sayı. Ancak yapılan analizler 2009 yılının ortasında bir yerde yeni ev stokunun düşen fiyatlar sonucu 5 aylık konut arzına eşdeğer hale geleceğini gösteriyor. Bu arada da düşen fiyatların çoktan talebi arzın üzerine çıkarmış olacağı görülmekte! Bunun gerçekleşmesi için, uzmanın görüşüne göre de bazılarının yazıp çizdiği gibi fiyatların yüzde 30 daha düşmesine pek gerek yok.

Bir küçük not daha. Sorunlu konut kredileri büyük çapta “subprime ARM” denen garibanların almış olduğu değişken faizli kredilerde. ABD’de 75 milyon civarında konut var. Bu tür sorunlu subprime ARM kredilerin oranı toplam konutun yüzde 5’i kadar. Geçmişte iyi zamanlarda bile yüzde 1.5 civarında sorunlu gariban konut kredisi olduğu düşünülürse, aslında sorunlu konut kredileri geçmişe göre büyük de olsalar, durum ABD ekonomisinin hakkından gelemeyeceği kadar kötü değil.

ABD ekonomisi başında konut sektöründen kaynaklanan bir bunalıma girmişti, şimdi ise konut sektörü toparlanarak düzelmenin öncüsü oluyor galiba!

 
 
  Bugün 145 ziyaretçi (344 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol