Bu resesyon işinden sizin de benim kadar sıkılıp, usandığınızı biliyorum. Ünlü 'Bekledim de gelmedin' şarkısına döndü mübarek. Gelir gibi yapıyor, sonra bir veri açıklanıyor, bakıyorsunuz, "Kaaa gelmemiş".
Resesyonun karasızlığı, tartışmaları da kısırlaştırmış gibi. Gelir gibi yapınca resesyon bekleyenler sarılıyor kaleme, öldük bittik söylemleri kaplıyor ortalığı. Tık nefes olup gelemeyince bu kez de resesyon olmayacağı iddiasını hayatının meselesi haline getirmiş olanlar başlıyor bombardımana.
Bu sonuçsuz çekişmenin içinde daha analitik ve öğretici katkılar da olmuyor değil.
Örneğin, radikal resesyonculardan Nouriel Roubini ile ciddiyeti, soğukkanlılığı ve bilgisiyle ünlü gazeteci, yorumcu Martin Wolf arasındaki yazışma bu türden bir gelişme.
***
N. Roubini'yi sanırım biliyorsunuz. Bir kere bizden sayılır. Aile kökeni İstanbul. Kimilerine göre duyguları da bize benziyor. 2006 yılından bu yana ABD'de sert bir resesyon beklediğini göz önünde tutarsanız, bizim kökten karamsarlarla paylaştığı ortak bir yönü olduğunu düşünebilirsiniz.
Roubini şimdilerde New York Üniversitesi Stern School of Business'de iktisat profesörü. Ünü son sıralarda fazlasıyla parlayan bir iktisatçı. Ününün yayılması profesörlüğünden çok yürüttüğü web-blog sitesinden geliyor. Her gün bir yazı ya da yorumla gündeme katılıyor. Tabii tahmin etmişinizdir, son iki senedir yazdıklarının neredeyse tamamı resesyon üzerine. Roubini tam bir kökten resesyoncu anlayacağınız.
Eh, adam lafı uzatmış, kabak tadı vermiş diyebilirsiniz. Ama Roubini, bazılarımızın yaptığı gibi, her gün aynı şeyleri tekrarlamıyor. Analizini geliştiriyor. Son yazılarında böyle geliştirilmiş bir resesyon tezi atıyor ortaya. Nouriel Roubini on iki adımda ABD'de resesyonun nasıl gelişeceğini, derinleşeceğini ve süresinin uzayacağını analiz ediyor. (Roubini'nin sitesi şifreli ve paralı ama bu görüşlerinin bir özetini isterseniz www.dailytimes.com.pk adresinde bulabilirsiniz.)
Ayrıntısına giremeyiz kuşkusuz ama söyledikleri akla yatkın argümanlar. Ama esas ilginç olan analizin temel tezi. Roubini ABD'nin bir kısırdöngüye yakalandığını düşünüyor. Mortgage krizi ile başlayan süreç sonuçta ciddi bir kredi çöküşü (credit crunch) yarattı, bu resesyonu derinleştirecek, derinleşen resesyon kredi çöküşünü diğer organlara da bulaştıracak ve daha ileri boyutlara taşıyacak, yayılıp büyüyen kredi çöküşü finasal kayıpları/zaraları daha da büyüterek resesyonu besleyecek. Roubini'nin öngördüğü kısırdöngü bu.
Söz konusu kısırdöngünün ABD ekonomisini en az altı çeyrek devam edecek derin bir resesyona sürüklediğini, Fed ve öteki iktisat politikası uygulayıcılarının bunu engelleme güçlerinin olmadığını iddia ediyor Nouriel Roubini.
***
Geçmiş öngörülerinin gerçekleşme oranındaki fakirliği düşünerek bu yeni Roubini analizine de boş vermek mümkün kuşkusuz. Martin Wolf böyle düşünmüyor. Finacial Times'ın ünlü yazar ve editörü "Roubini kısırdöngüsü"nün ciddiye alınabileceği kanısında. Ancak iktisat politikası uygulayıcılarının etkinliği noktasında Roubini'den ayrılıyor. Sanırım tartışmada Martin Wolf'un esas katkısı bu.
Wolf hükümetlerin sonuçta finasal krizleri mutlaka çözdüğünü, bunun sarsılmaz bir iktisat kuralı olduğunu söylüyor. Buna göre ilk adımda krizden etkilenen birimlerin rahatlatılması, yani kurtarılmasıyla başlayan önlemler dizisi son adımda "krizi inflate ederek", yani doğrudan enflasyon silahı kullanılarak tamamlanıyor.
Kurtarma operasyonlarını bir kenara koyarsanız, Martin Wolf finansal krizlerin çözülmesinde son durağın enflasyon olacağını düşünüyor. Roubini'nin döngü kurgusunun doğru olduğunu kabullensek de, FED'in enflasyona yol vererek kısırdöngüyü kırabileceğini söylüyor Financial Times'ın ünlü yorumcusu.
Bütün bunlardan bize ne demeyin. Roubini'ye inanırsanız sert bir resesyona abone olun. Wolf'a prim veriyorsanız, bunun çok sert ve uzun süreli olmasının engellenebileceğini düşünün. Kendi başınıza kaldığınızda ise, ABD'den önce durgunluk, sonra enflasyon ithal etmek zorunda kalacağımızı görün ve buna göre politika tedbiri talep edin.
|