unsal
  Merkez kredibilite kaybına uğradı
 

Geçtiğimiz günlerde ekonomiyle ilgili iki açıklama önem ve ağırlık açısından öne çıktı. ABD ekonomisinin 2008 yılının birinci çeyreğine ilişkin büyüme verileri bunlardan birisi. Bizim Merkez Bakamızdan enflasyon tahmini ile ilgili olarak yapılan açıklama da ikincisi. Bu açıklamalar iç ve dış ekonomik koşullara ilişkin değerlendirmeleri ve beklentileri yakından ilgilendiriyor.
Önce zaten bildiklerimizi sıralayalım. Önceliği yurtdışındaki gelişmelere verelim. Zira, bizim dışımızdaki oluşumlar 2008 yılındaki performansımız üzerinde belirleyici olacak. Zaten beklentiler de bu bağlamda oluşturuluyor.
Dışarıdaki gelişmeler de esas olarak ABD ekonomisindeki sorunlardan kaynaklanacak.
Bu dönemde ABD ekonomisinde sorundan geçilmiyor. Bunlardan yeni konjonktüre egemen olacağı anlaşılan birkaç sorun öne çıkıyor.
En önemlisi ABD ekonomisindeki yavaşlama eğilimi. Başlangıçta ABD ekonomisinin derin bir resesyona yöneldiği düşünülüyordu. Sonradan beklentiler yumuşatıldı. ABD ekonomisi için çok derin olmayan ama görece uzun süreceği düşünülen bir durgunluk öngörülüyor.
ABD ile ilgili ikinci bir sorun da mali sistemindeki olumsuz gelişmeler. Başlangıçta mortgage piyasası ile sınırlı kalabileceği düşünülen zafiyetin türev ürünlere yayıldığı ve sonuçta genel bir kredi kasılmasına dönüştüğü biliniyor. Bu gelişmelerden kaynaklanan güven kaybı, beklenti bozulması ve risk iştahının kaybolması da önümüzdeki dönem açısından önem taşıyor.
ABD dışında oluşan ve dünya ekonomisinde yaygın etkiler yaratacak sorunlar da var.
Aşırı boyutlu fiyat hareketleri bunlardan en önemlisi. Emtia fiyatlarında görülen yükselme eğiliminin, özellikle petrol ve gıda ürünleri fiyatlarındaki tırmanmanın 2008 yılında ulusal ekonomileri etkileyecek gelişmeler arasında ön planda geldiği biliniyor.
***
Kendi ekonomimiz ile bildiklerimiz de şöyle. Büyüme hızı yavaşlıyor. Ekonominin hız kesmesini, en azından şimdilik, ABD'deki yavaşlamaya bağlamanın doğru olmayacağını düşünüyorum. Ekonomi kendi iç dinamikleri ile zaten yavaşlamaya başlamıştı. Bunun üzerine ABD ve küresel yavaşlama ivmesinin yansıması gelecek. 2008 yılında daha da yavaşlayacağız, kendi çapımızda bir durgunluk yaşayacağız anlamına geliyor bu. Beklentiler şimdilik böyle.
Büyümenin hız kesmesine rağmen dış dengemizdeki bozulma sürüyor. Yavaşlamanın cari açığı daraltacağına ilişkin öngörü henüz gerçekleşmedi. Cari açığın daha da büyüdüğünü görüyoruz. Buna bağlı olarak dış finansman ihtiyacımızın artacağını da biliyoruz.
Son aylarda enflasyon da hızlanıyor. Merkez Bankası fiyat artış hızının yükselmesini daha çok dünya ölçeğindeki fiyat hareketlerine bağlıyor. Kendisinin doğrudan etkilediği fiyatlarda bir problem olmadığını düşünüyor. Dolayısıyla, 2008 yılı enflasyon hedefinden önemli bir sapma olmayacağını öngördüğü biliniyor. Merkez Bankası'nın enflasyonu ciddi bir tehdit olarak görmediği zaten bir süredir para politikasını gevşetmesinden anlaşılıyor..
Geldiğimiz noktada durum böyle. Şimdi bu konularla ilgili yeni açıklamalar var. Bunlarda bildiklerimizi, değerlendirmelerimizi, beklentilerimizi değiştirmemizi gerektiren bir
şey var mı? Soru bu.
***
2008 yılının ilk çeyreğinde ABD ekonomisinde büyümenin yüzde 0.6 olduğu açıklandı. Bunun düşünce ve beklentilerde önemli bir değişikliğe yol açacağını sanmıyorum. Bazılarının beklediği gibi negatif olmasa da, bu veri ABD ekonomisinin ciddi şekilde durgunlaştığını gösteriyor. Bu performansda stok artışının önemli rol oynamış olması, durgunluğun bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. Bunlar son beklentileri doğrulayan ve bir büyüme paniğine kapılmanın gereksiz olduğunu gösteren bulgular.
Merkez Bankası'nın açıklamaları ise değerlen-dirme ve beklentileri değiştirecek önemde. Bugüne kadar hedef bandı içinde kalınacağını öngören Banka şimdi, adeta gerçekleri yeni görmüşcesine, fikir değiştiriyor, yıl sonuna kadar, hatta gelecek sene de, hedef kulvarından ciddi ölçüde sapmış bir enflasyon süreci yaşanacağını söylüyor. Bu önemli bir perspektif değişmesi kuşkusuz.
İşin başka yönleri de var. Enflasyon hedeflemesi politikasının iflas ettiği anlaşılıyor. Bu bir. Kendisinin de kabul ettiği gibi, Merkez Bankası ciddi bir kredibilite kaybına uğramıştır. Bu iki. Banka bundan sonra faizi yükseltme baskısı altında kalacaktır. Bu üç. Faizin yükselmesi büyüme hızını daha da yavaşlatacaktır. Bu dört.
Bütün bunlar değerlendirme ve beklentileri ciddi şekilde etkileyecektir.

 
 
  Bugün 153 ziyaretçi (358 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol